Daha önce John Huston tarafından sinemaya uyarlanan Moulin Rouge, Fransız ressam Henri de Toulouse Lautrec'in afişleriyle ölümsüzleşen, kankan dansçıları ve palyaçolarıyla rengarenk ve benzersiz bir atmosfer oluşturmuş Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen) adlı gece kulübünde yaşanan olayları anlatıyor.

Romeo ve Juliet filminden tanıdığımız, Baz Luhrmann, Moulin Rouge'u 20. yüzyılın farklı dönemlerinden müziklerle yeniden canlandırıyor. Öykünün merkezinde ressam Leutrec değil, dansçılardan birine tutulan genç şair var. 1899'da yılında, genç ve yetenekli bir şair olan Christian babasına karşı gelip evinden ayrılır ve Paris'te Montmartre'ye taşınarak bohem bir hayat sürdürmeye başlar. Orada bir gece klubünde Satine adlı bir klüb yıldızıyla tanışır ve ona aşık olur. Satine de Christian'ın aşkını karşılıksız bırakmaz fakat bu birliktelik tehlikelidir. Çünkü Satine Paris'in en ünlü ve zengin kişileriyle birlikte olan ünlü bir fahişedir. Bu yüzden hem Christian hem de Satine lanetli bir ilişki içine girmişlerdir. Kıskanç şair ile kıskanç bir dük arasında yaşanan aşk rekabeti, filmin müziklerinde de oldukça etkili haller yaratmakta.


Film Yorumu:

Hani bazı filmler vardır ya bir kere izledikten sonra ya bir şarkısı favori şarkısı olur ya da tekrar tekrar bir sahnesini izlemek istersiniz veya sevgilinizi düşünüp hayallere dalarsınız… İşte Kırmızı Değirmen aynen böyle bir film, sizi hayallere, en güzel tangoların, hüznün içine sürüklüyor. Şiddetle tavsiye ederim ki sevgilinizle izlemeniz gereken bir film, çünkü yanınızda olmadığı zaman filmin sonunda kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Fakat yalnız izlerseniz de rahat rahat ağlayabilirsiniz.

Filmde Nicole Kidman ve Ewan McGregor başrol oyuncuları rollerinin de haklarını vere vere çok başarılı bir şekilde yapıyorlar. Oldukça etkileyici, sürükleyici bir film olan Kırmızı Değirmen, konusu ile de bambaşka bir biçimde sizi etkisi altına alacak…

Sahnelerin çekildiği mekanlar ve kullanılan kostümler ve takılar da oldukça güzel, kısacası bu kadar övgüyü hak eden bir filmi mutlaka izlemelisiniz...

Yapım : 2001, ABD / Avustralya
Tür : Dram / Müzikal / Romantik
Yönetmen : Baz Luhrmann
Senaryo : Baz Luhrmann
Oyuncular : Ewan McGregor, Jim Broadbent, Richard Roxburgh, Nicole Kidman, Kylie Minogue
Yapımcı : Baz Luhrmann
Görüntü Yönetmeni : Donald McAlpine
Müzik : Craig Armstrong, Marius De Vries, Steve Hitchcock
Süre : 2 saat, 06 dk.

Film Fragman'ı:

Moulin Rouge Kırmızı Değirmen Film Fragman'ı

Moulin Rouge Kırmızı Değirmen Film Fragman'ı 2


Amerikalı Sarah Jordan (Angelina Jolie) çok zengin bir İngiliz ailesinin oğlu ile evlidir. Bir gün katıldığı bir toplantıda Doktor Nick Callahan (Clive Owen) ile karşılaşınca bütün hayatı değişir. Nick’den ve onun yaptıklarından çok etkilenip kendisini mülteci kamplarında bulur. Afrika,Tayland ve Çeçenistan da geçen film ile dünyanın gerçekleri ve gerçek aşka giden bu yolculuk bir tutkuya dönüşecektir.

Film Yorumu:


İkilemde kalmış aşık duygusal ama güçlü bir kadın ve hayatını insanların yaşamına adamış acımasız, küfürbaz ama güçlü bir erkek. Sanırım her ikisinin birbirine uymaları tek bir özelliklerinden kaynaklanıyor. Tabii ki bir de inatçı olmaları zaten filme tat katıyor. Güzel bir aşk, dram filmi. Türünde savaş yazsa da sadece savaş bölgelerinde geçtiğinden dolayı. Fakat özellikle Afrika’da yaşanan dramı ve iki farklı, çok iyi ve çok kötü, hayat koşullarının sergilenmesi gerçek bir dram.. Romantik film sevenlerin belki yeteri kadar tat alamayacakları ama dram türünde gerçek bir örnek…

Yapım: 2003, ABD / Almanya
Tür: Dram / Romantik / Savaş

Yönetmen: Martin Campbell

Senaryo: Caspian Tradwell-Owen

Oyuncular: Clive Owen, Angelina Jolie, Teri Polo, Noah Emmerich, Timothy West
Yapımcı: Dan Halsted, Llyod Phillips

Görüntü Yönetmeni: Phil Meheux

Müzik: James Horner

Süre: 2 saat, 07 dk.


Film Fragman'ı:

Beyond Borders: Sınırların Ötesinde film fragman'ı

Angelina Jolie Röportaj'ı:

Angelina Jolie Beyond Borders Sınırların Ötesi adlı filmdeki röportaj'ı


1972 Münih Olimpiyatları'nda Filistin'in Kurtuluşu için mücadele eden 'Kara Eylül' adlı örgüt İsrailli sporcu kafilesini rehin alır. Pazarlıklarının ardından rehinelerle birlikte havaalanına doğru yola çıkarlar; ancak havaalanında Alman polisinin müdahalesi sonucu beklenmedik bir trajedi yaşanır ve tüm sporcular öldürülür. Bu arada basınla olay arasında da bir çelişki vardır.

İsrail hükümeti acil olarak toplanarak bu olay karşısında nasıl tepki verileceğini tartışır ve misilleme yapmaya karar verir. Böylece İsrail İstihbarat Teşkilatı Mossad, 'Tanrının Gazabı' adını verdikleri hukuk dışı bir operasyon başlatır. Vatansever bir istihbarat subayı olan Avner (Eric Bana), beş kişilik bir ekiple operasyonun Avrupa ayağının liderliğini üstlenir. Amaç 'Kara Eylül' örgütünün hem eylem alanında hem de düşünsel örgütlenme alanında etkin olan isimlerini suikastlerle ortada kaldırmak ve örgüte göz dağı vermektir.

Film Yorumu:

Tarihi bir hikayeden yola çıkılarak Steven Spielberg'in imzasını taşıyan film, oldukça sürükleyici. Fakat filmi izlemek için iyi konsantre olmanız gerekiyor, olaylar içiçe işleniyor. Münihte etkileyici olan ise çok güzel sözlerin sarf edilmesi ve en beğendiğim ise, "Home is everything" yani ev herşeydir. Film iki saatten uzun sürdüğü için dediğim gibi iyi konsantre olmak önemli. Üzüldüğüm tek nokta ise Almanca bazı konuşmalar İngilizce tercüme edilmemişti Dvd'de. Bu yüzden bazen ilginiz dağılsa da tekrar ilginizi toplamanız zor olmuyor. Oyuncu kadrosu açısından da başarılı olan Münih, İsrailliler ve Filistinliler arasındaki sorunları ve olayları masaya yatırıyor, bu yüzden her iki taraftan da eleştiri bombardımanına tutulsa da Steven Spielberg'ün eleştirilere verdiği cevap ise film kadar düşündürücü... "Münih, barış için bir yakarıştır..."

Yönetmen : Steven Spielberg
Oyuncular : Eric Bana, Daniel Craig, Geoffrey Rush, Mathieu Kassovitz, Hanns Zischler, Ciaran Hinds, Brian Goodman
Senaryo : Tony Kushner, Eric Roth
Türü : Drama, Tarih
Yapım : 2005 ABD yapımı, 164 dk.
Gösterim Tarihi : 27 Ocak 2006, (UIP Türkiye)


Film Fragman'ı:

Munich Münih Film Fragman'ı

Caroline Ellis adındaki genç kadın hasta bakıcı olarak, yaşlı bir çiftin köhne malikanesinde işe başlar. Evin sahibesi yaşlı Violet’in kocası Ben Deveraux geçirdiği bir rahatsızlık sonucu yatağa mahkumdur. Onun bütün bakımıyla ilgilenmek artık Caroline’nin işidir. Evin gizemi ve yaşlı çiftin anlaşılmaz halleri genç kadının içindeki keşfetme duygusunu açığa çıkarmaya başlar.

Boş zamanlarında, Bayan Violet'in kendisine teslim ettiği ve evdeki her kapıyı açan iskelet anahtarıyla, bu esrarengiz malikaneyi keşfe çıkan Caroline, bir gün tavan arasında korkunç bir sırla karşılaşır. Bu sır, malikanede geçirdiği zamanı tam bir kâbusa çevirecektir.

Film Yorumu:


Film’in türünde dram yer alsa da film genelde korku ve gerilim üzerine kurulu ve oldukça etkileyici. Dram olmasının nedeni ise bu film diğer filmler gibi mutlu sonla bitmiyor.Kahramanımız olan Calorine ne kendisini ne de başka birini kurtarabiliyor. Film’in konusu da gerçekten diğer korku filmlerinin konularından oldukça farklı olabildiğince gerilim ve fazla kan ile karşılaşmıyoruz. Bir nevi esrarengiz olayların arasında kalmış ve onları çözmeye çalışan genç bayanın başından geçenlerin hikayesi. Filmi izledikçe güzel bir kitap okumuş tadını alacağınızı düşünüyorum.

Ayrıca film’in senaristi The Ring filminden yakından tanıdığımız Ehren Kruger, film için iyi bir referans olacağını düşündüm.

Yapım yılı: 2005

Türü: Dram, Korku, Gerilim
Yönetmen: Iain Softley

Görüntü yönetmeni: Daniel Mindel

Senarist: Ehren Kruger

Oyuncular: Peter Sarsgaard, John Hurt, Joy Bryant, Kate Hudson, Gena Rowlands

Ülke: ABD

Film Fragman'ı:

The Skeleton Key, İskelet Anahtar Film Fragman'ı


Baudelaire Yetimleri'nin felaket dolu öyküsünü anlatan hikayeler dizisi, 14 yaşındaki Violette'in bilimsel konulara ve icatlara olağanüstü bir ilgisi vardır. Soluk almadan kitap okuyan Klaus ise 12 yaşında bir erkek çocuğudur. Küçük bebek Sunny ise her bulduğu yere dişlerini geçirir. Üçlünün hayatı, anne ve babalarının, evlerinde çıkan bir yangın sonucu ölmesiyle değişir. Yetimler, kendileri uzak akrabaları Kont Olaf'ın yanında bulurlar. Kont'un aklında tek bir şey vardır: Baudelaire mirasına sahip olmak, bunun için Violette'i kendisiyle evlenmeye zorlar ve yetimlere etmediği kötülük kalmaz. Ülkemizde de çok sevilen bir kitap dizisi olan Talihsiz Serüvenler Dizisi, Lemony Snicket takma adını kullanan esrarengiz yazarıyla (asıl adı Daniel Handler), gerçekten de çocuk edebiyatına ilginç bir soluk getirdi.

Film Yorumu:

Bir çocuk kitabından film’e aktarılmış olsa da yetişkinlerinde keyif alarak seyredebileceği bir film. Bazı filmler vardır tekrar seyretseniz de canınız sıkılmaz bu film de aynı o şekilde… Şartlar zorlaştıkça kendilerini oldukça
olgunlaşmış bulurlar ve yaptıkları okuduklarını da hayatta kullanmasını öğrenirler. Sunny’nin her şeyi ısırması ve film de konuşması oldukça tatlı bir hava katıyor ve izleyici güldürüyor. Kont Olaf’ı canlandıran Jim Carrey, oldukça başarılı bir iş çıkartıyor, kendisini çok başarılı bir tiyatro oyuncusu sanan amca Olaf, çocukların başlarında türlü dertler açıyor. Jim Carrey’e eşlik eden Meryl Streep, Timothy Spall ise filmde oldukça başarılılar ve keyifli bir tat katıyorlar. Film de Tim Burton’ın izlerine de oldukça çok rastlayacağız, özellikle Hayalet Süvari adlı filmindeki görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni ve kostüm tasarlayıcıları aynı. Daha önce Oscar’a çıkan bu üçlüyü tekrar bu filmle Oscar adayı olarak karşımızda buluyoruz. Eminim ki film’i bir solukta ve sıkılmadan izleyeceksiniz. İyi Seyirler :)

Yönetmen: Brad Silberling
Senaryo : Robert Gordon, Daniel Handler(Kitap)

Görüntü yönetmeni: Emmanuel Lubezki(Kitap)

Müzik: Thomas Newman(Kitap)

Filmin Türü: Fantastik, Macera
Yapım Yılı: 2004
Yapım Ülkesi: ABD
Filmin Süresi: 108 dakika
Vizyon
Tarihi 28.01.2005
Oyuncular: Jim Carrey, Meryl Streep,JudeLaw, Emily Browning, Liam Aiken,Kara- Shelby Hoffman,Timothy Spall,Billy Connolly

Fim Fragman'ı:

Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events: Talihsiz Serüvenler Dizisi Film Fragman'ı


Sadece güle ve dikenine şükretmek yeterli değil…
Kul, gül olmadan da şükredendir


Oldukça mütevazi hayat süren Muharrem, dini inançları o kadar kuvvetlidir ki, gece gündüz yemez içmez ibadet eder ve bu durum bağlı olduğu tarikatinin de dikkatini çeker. Tarikatinde bir yer edinmesine ve tarikat şeyhinin güvenirliğini kazanmasına neden olur. Şeyh o kadar güvenir ki Muharrem mütevazi hayatından çıkarak bambaşka bir hayata girecektir. Böylece sahip olduğu inandığı değerlerin birdenbire ne kadar çok sarsıldığını ve modern dünyadaki karmaşanın onu gitgide yıpratmasına bağlı olarak çelişkilerini ve kaygılarını yansıtan filmde işin kötüsü artık o
da, bu dünyanın getirilerinden kendini uzak tutamayacaktır.

Yönetmenliğini Özer Kızıltan'ın yaptığı Takva'nın Toronto Film Festivali'nde Kültürel Yenilik Ödülü'nü aldığını da ekleyelim.

Film Yorumu:

Takva filmi, Oscar aday adaylığı konusunda, Avrupa’ya Türkiye’yi yanlış tanıtma kapsamında; bir çok kez eleştiri yağmuruna tutulmuştur. Filmi Avrupa da seyretme olanağını buldum, sanıyorum ki Türkiye’den gösterimi kalktıktan uzunca bir süre sonra. Bir Film Festivalinde, sayılı Türk filmi arasından…

Gerçek hayattan yola çıkılarak yazılmış bir senaryo, başarılı oyuncular, etkili bölümler, en önemlisi “hayatın gerçekleri, karakterleri” filmdeydi. Muharrem’in hayatı gerçekti… Zikir bölümlerinde tüylerinizin diken diken olduğunu hissedeceksiniz, Muharrem’in ticarî yaşamındaki aksaklıkları ve tepkileri, kaygıları da ister istemez yüzünüzde gülümsemeye neden olacaktır, fakat daha sonra ki bu yaşamında çektiği acılar, vicdan ızdırabı içinizde koca bir burukluğa yer verebilir. Yıllar boyu belli bir maaş ile geçinmiş, eline bir kız eli değmemiş saf temiz bir insan, inançları uğruna, şeyhinin uğruna, t
arikat’ının uğruna kendini feda eden ve yapmak istemediklerinin bedelini çok ağır ödeyen biri; Muharrem.

Tür : Dram
Gösterim Tarihi : 1 Aralık 2006
Yönetmen : Özer Kızıltan
Senaryo : Önder Çakar
Görüntü Yönetmeni : Soykut Turan
Müzik : Gökçe Akçelik
Yapım :
2006, Türkiye
Oyuncular: Erkan Can, Meray Ülgen, Güven Kıraç, Erman Sabah, Murat Cemcir, Engin Günaydın, Öznur Kula

Film Fragman'ı:

Takva Film Fragman'ı

Meksikalı ressam Frida Kahlo(1907-1954)’nun hayat hikayesini anlatan biyografik bir filmdir. 1922 yılında geçmektedir, Frida Kahlo, Meksika'da yaşayan bir öğrencidir. En büyük ilgi alanlarından biri bölgenin ünlü ressamlarından olan Diego Rivera'nın eserlerini incelemektir. Aynı zamanda ressama gizli bir aşk da duymaktadır.

Fakat sevgilisi Alejandro ile korkunç bir otobüs kazası geçirir ve vücudunun birçok yerinden derin ve kalıcı yaralar alır. Ailesi kızlarının bir daha yürüyemeyeceğinden korkmaktadır.

Kendisine destek olacağını düşündüğü Alejandro ise hafif sıyrıklarla kazayı atlatır ve bir gün Frida’ya yurtdışına gideceğine bildirince, Frida yapayalnız kalır. Bunun üzerine babası yatağa bağlı kaldığı dönemde zaman geçirmesi için kendisine bir resim takımı alır.

Frida’nın Leon Trotsky'yle olan sansasyonel ilişkisi ve kadınlarla yaşadığı kaçamak ilişkilerinin de anlatıldığı filmde, politik görüşleri ve o zamanın politik durumları filmin merkezini oluşturmaktadır.

2003 yılı Müzik ve Makyaj dalında Oscar ödüllerinin de sahibi olan film görülmeye değer…

Film yorumu:

Filmde 20.yüzyıla damgasını vurmuş ressamlardan biri olan Frida Kahlo’nun hayat hikayesi anlatılırken günün durumlarına, inançlarına ve Bohem yaşam tarzına oldukça etkili yer verilmiş. Filmde ressamın ruh halini ve bunları nasıl resimlerine yansıttığını izleyiciye vermek için görsel efektlere bulunuyor, bu bölümleri de Tim Burton’ın hareket eden iskeletleri olan ameliyat sahnesi, New York’a yapılan hayali bir geziyi ve Frida’nın duş alırken dahi etkilendiği olayların etkisiyle gördüğü su yansımaları anlatan sahneler ile örnekleyebiliriz

Frida’yı canlandıran Salma Hayek o kadar güçlü ve başarılı bir performans sergiliyor ki, onun yerine gelmesi düşünülmüş olan diğer isimler oldukça sönük kalıyor. Fiziksel olarak da benzerlikleri bulunan Hayek’in partneri ise Alfred Molina. Alfred Molina, Frida’nın hem hayran olduğu ressam hem de eşini canlandıran Diego Rivera, Frida ve Diego’nun bulunduğu sahneler ise filmin en güçlü sahneleri arasında… Başrol oyuncularının dışında oldukça güçlü isimlerin bulunduğu film ilgi duyanlar için kaçırılmaması gerekilenler arasında…

Yönetmen: Julia Taymor
Görüntü Yönetmeni: Rodrigo Prieto
Senaryo: Clancy Sigal, Hayden Herrera(kitap "Frida: A Biography of Frida Kahlo")
Müzik: Elliot Goldenthal
Yapım: 2002 Amerikan Yapımı – 118 dakika
Gösterim Tarihi: Nisan 2003
Türü: Dram – Biyografi
Oyuncular: Salma Hayek, Edward Norton, Geoffrey Rush, Alfred Molina, Ashley Judd, Antonio Banderas,


Film Fragman'ı:

Frida Film Fragman'ı